16 Ocak 2010 Cumartesi

Issız adam; kızsız adam ; Ivır zıvır adam



Bu filmin sonunu asla anlamayacağım. Neden yaa neden. Adam hatasını anlamış, kadın deli gibi adamı seviyor. Son karşılaşmada her ikiside yalan söylüyor. Ve her ikiside yalan söylediklerini karşılıklı olarak biliyor. Peki neden ayrılıyorlar.? Yoksa mutlu son yok mu?. Birleşselerdi , evlenselerdi o büyük aşk küçük aşk belkide hiç aşk mı olacaktı.? İşin aslı, seven insanlar ayrıldıklarında sevgileri aynı kalıyor veya daha da büyüyor ama evlendiklerinde birbirlerinden şiddetli biçimde nefret ediyor veya beraberlikleri zaman içinde alışkanlıklara dönüşüyor .? mudur? Tercümesi yok. Bilmiyorum. Bunu bir bilen de yok eminim. Ama şunu net biliyorum. Yaşanılan hiç bir aşk acısı kalıcı değil. Hatırlanan acı günler ufak gülümsemelere , mutlu günler kahkahalara bırakıyor. Ve perde kapanıyor.:-)) Sabahtan beri evin içinde sağa ve sola koşan iki insanız. Kıymetlimin elinde matkap , kalem tornavida :-) Bense sürekli sağı ve solu toplar durumdayım. Toplanacak pekde birşey kalmadı aslında evde. Bir tv, koltuk ve yer yatağı . Tv de Issız adam :-)) Film bittiğinde ikimizde aynı yorumu yapıyoruz. "Yahu bunlar niye birleşmiyorlar anlamıyoruuum" Şafak 19:-) hazırlıkları yarıladık. Yorulduk ama çok zevkli. Herşey pırıl pırıl olacak . Kıymetlimin elinden her iş geliyor. İnanılmaz yetenekli bir adam. Bazen ona hayranlığımı gizliyemiyorum. Bütün evi baştan yarattı. :-)) Eee ben seçmişim işte:-)

Canım arkadaşım Çisel kızı ile birlikte çektiği inanılmaz fotoğraflar göndermiş. Canım arkadaşım Sezer iyiymiş ve hayatında herşey yolunda imiş
Canım arkadaşım Nilüfer den ses soluk çıkmamaktaymış
Anneler ve kızları toplantısı 27 Ocakta imiş.

Sevgiyle,

4 yorum:

Momentos dedi ki...

:) nicedir bakmamıştım, döktürmüşsün sultanım :)) hayatında herşey çok iyi olacak.. hayatımızın ödülü bu yıl inan öyle hissediyorum, hem de güçlü bir hissediş ! Ah bir de Pariste yanınızda olabilseydim :))

Çiçek Pazarı dedi ki...

Ahhh nasıl isterdim yanımda olmanı.. Güzel dostum

Ruhi dedi ki...

Bu satırları okurken, fonda Issız Adam oynuyor, tesadüf bu ya :) ve "Ada, ben ayrılmak istiyorum!" cümlesi, sesizlik, Ada parmaklarını tahta masaya tıkır tıkır tıklatıyor ve kalkıyor...

Masumiyet Müzesinde sonlarda bir cümle vardı, "sonu mutlu biten bütün aşk hikayeleri, bir kaç cümleden fazlasını hak etmez zaten!"

Edebiyat açısından bakarsak, mutlu sondan edebiyata ekmek çıkmıyor...

Çiçek Pazarı dedi ki...

Hah işte benimde anlatmak istediğim buydu..:-) Mersi.:-))