19 Mayıs 2011 Perşembe

VEDA

 Blogta ki bitmek bilmeyen arızalar yasaklar beni öylesine soğuttu ki her iki taraftada yazma enerjimin bu tarafa ait olan kısmı bitti. Ne zamandır ertelediğim vedanın artık zamanının geldiğini hissettirdi.

 Ben bundan sonra http://www.tatlikurabiyem.com/ adresinde hem yemek tariflerimle hem yazılarımla olacağım. Beni yalnız bırakmazsanız ayrıca minettar olurum. Ben sizleri zaman zaman okumak için burayı ziyaret edeceğim.

Sevgili Mekila sana verdiğim sözü unutmadım.. En kısa zamanda sözümü yerine getireceğim. Geciktirdiğim için özür dilerim.

Hoşçakalın.

Sevgiler

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Bıyıklı adam.

Elim ayağım buz kesti. Bıyıklı adam, kadına elini kaldırarak bağırıyor, kadın adamdan bir karış ilerde kolunu kaldırarak adamın biraz sonra indireceğini tahmin ettiği elinden kendini koruyarak olduğu yerde duruyor . Ben ise bu duruma  dört beş adım  supermarkete 10 adım ilerde olduğum yerde buz kesmiş bir şekilde duruyorum. Kadın birşeyler mırıldanıyor ve ağlıyor. Sanırım özür diliyor. Ben hala olduğum yerde buz kesmiş duruyorum. Bıyıklı adam, ağzından saçtığı tükürükleri ile birlikte kadının kendini korumak için kaldırdığı kolunu yakalayıp ters çevirerek kadının can havliyle bağırmasına neden oluyor. Bağırması yüzünden iyice sinirlenen bıyıklı adam , boşta kalan diğer eliyle kadının ağzının ortasına şiddetli bir tokat atıyor. Ben olduğum yerde buz kesiyorum. Ne vücudum ne ayaklarım hareket etmek istemiyor. Birbirlerini itip kakarak haddinden fazla yanıma yaklaşıyorlar. Kadın kurtulmaya çalıştıkça bıyıklı adam daha büyük şiddet uyguluyor. Tokat yumruk tekrar tokat , saç çekme boğazını sıkma.... Supermarkette çalışanlar koşarak bıyıklı adam ve kadının yanına geliyorlar, müdahale etmeden seyrediyorlar ve  ben ise hala sanki ayaklarıma çimento dökülüp betona dönüşmüş gibi olduğum yerde onlara bakıyorum.. Bakıyorum.. Adam kadını yere yatırıp boğazına sarılıyor.. kadınla göz göze geliyorum. Hatta gözlerimiz kitleniyor. Kadının gözlerinden inen yaşlara ve nefessiz kalmasıyla kızaran yüzünde bakıyorum. İşte o saniyeden itibaren buz kesmiş parmaklarımın tahmin edemeyeceğiniz bir hızla telefonu alıp 155 tuşlamasıyla   karşıma çıkan sese neler olup bittiğini anlatıyorum nerede olduğumu sonunda da " acele edin lütfen ama lütfen adam kadını öldürmek üzere kadın nefes alamıyor" cümlesini kaç kere tekrarladığımı hatırlamıyorum. Ve ondan sonra sanki saniyeler geçmiyor. Bıyıklı adamın elinden kurtulmaya çalışan kadın , suratının ortasına yediği kafa darbesiyle bayılıp kalıyor. Ağzından yüzünden fışkıran kanlar içinde baygın yerde öylece yatıyor. Ben , gözlerimden inen yaşlara hakim olamıyorum. Adam kadını bırakıp ayağa kalkıyor. Üstünü temizliyor. Kadın baygın yerde yatıyor. Bakışıyoruz. Bana bakıyor üstünü temizlerken. Gözlerimiz kitleniyor.Gülüyor evet yanlış duymadınız BIYIKLI ADAM GÜLÜYOR. Normal adımlarla olay yerinden uzaklaşıyor. Ben bu defa ambulansı arıyorum ama yerimden hiç kıpırdamadan.. Polis ve ambulans aynı anda  geliyor.  Kadın beyinsarsıntısı geçiriyormuş. alıp götürüyorlar.. Ben supermarkete girip alışverişimi yapıp eve geliyorum.

 Hala elim parmaklarım kalbim buz kesmiş durumda. Ve her gözümü kapatışımda kadının gözlerini görüyorum.. Adamın ise sırıtışını...

10 Mayıs 2011 Salı

O dosttur ve hep dostunun yanındadır der bana :-)

Akşam üstüydü. elimizdeki çaylar ve benim yaptığım favori pasta eşliğinde son zamanlarda deli gibi çalıştığım web sayfası ile ilgili konuşuyorduk. O benim çocukluk hatta miniklik arkadaşımdı.Beraber okumak yetmemiş yaklaşık beş senede aynı işyerinde çalışmıştık . Kahkaha eşliğinde geçmişteki sınıf arkadaşlarımızdan beraber çıktığımız tatillerden , annelerimizden ( annelere gününden bir gün önceydi ) onun güzeller güzeli kızından bahsettik. Zamanın nasıl akıp gittiğini hatırlamıyorum. Tam kalkacak olduk, bana dönüp “Lale sen hiç değişmemişsin hala eski haşarı kız çocuğusun. Ben çok değiştim. İçim yaşlandı. Ruhumu sanki bir trafik kazası geçirerek sakatlanmış gibi hissediyorum.. Sen nasıl hala seni tanıdığım ilk günkü gibi kalmayı başardın” dedi. Bu umutsuzluk kokan konuşma beni biraz sarstı. “Hayata bakışımı değiştirdim Demet’çim “dedim. Bardağın dolu tarafını görmek için benimde uçurumlu bir yoldan geçmem gerekti aslında. İsteyipte olamadığım “şeyleri” isteyipte yapamadığım “şeyleri” çok kafaya takmıyorum. Bir de ve en önemlisi ” İnsanların benimle ilgili düşünceleri beni artık hiç ilgilendirmiyor.” Daha pervasız daha umarsamaz oldum sanırım. Ve inan şimdi daha mutluyum..




Yerimizden kalkarken Tv de “Duffy’den çalan mercy parçası ile eski günlerde olduğu gibi karşılıklı dans ederek vücudumuzdaki yağ depolarını birbirimize gösterip kahkalarla gülerek güzel kızını öpüp ayrıldık.


4 Mayıs 2011 Çarşamba

Hahahahahaha gülüyorum ama mutluluktan değil

Oynatmaya az kaldı:-) Oluşan teknik arızalar beni canımdan bezdirdi. Uykuya ve gergin bir gün geçirmemeye hasret kaldım.

Bilgisayarım çöktü. Fırınım arızalandı veeee assolist olarak da web sayfam tamamen arızalandı:-)))) Sonuç olarak müthiş kötü bir gün geçirdim. Hala da geçirmekteyim ..

Burnumdan nefes alıp ağzımdan vererek sakinleşeceğimi umuyorum ...

Geçecek geçecek geçecek geçecek geçec.....

Gök gürlüyor ..

1 Mayıs 2011 Pazar

Bir küçücük insancık varmış,

Dünyaya geliş amacımızın ruhumuzu olgunlaştırmak olduğu gerçeğini bileceksin arkadaş,
Öğreneceksin sen küçük adam.
Önce affetmeyi öğreneceksin.
Sonra saygı duymayı öğreneceksin.
Küçüğüne , büyüğüne
Kimseden daha üstün , kimseden daha akıllı , kimsenden daha zeki değilsin sen küçük adam
Aslında sen kimse bile değilsin..
"Kimse" olmayı öğreneceksin BİR GÜN
Burnun sürtüle sürtüle öğreneceksin..
Ne paranın ne kariyerinin seni aslında kimse yapmadığını öğreneceksin
Çıktığın merdivenin bir inişi olduğunuda öğreneceksin
Adam olacaksın BİR GÜN..

ÖNCE İNSANA SADECE İNSAN OLDUĞU İÇİN SAYGI DUYMAN GEREKTİĞİNİ ÖĞRENECEKSİN.

Bunu öğrendiğin gün ise herşey için çok geç olacak.. Bize " Yetiş" dediğin vakit biz sana "Yetişmeyeceğiz"
Küçük Adam..

30 Nisan 2011 Cumartesi

Com. Net . adresimi açmış bulunmaktayım..

3 aydır gecemi gündüzüme katarak hazırladığım http://www.tatlikurabiyem.com/ ve http://www.tatlikurabiyem.net/ adresimi açmış bulunmaktayım. Aslında işim şimdi başlıyor ve üstünüze afiyet uykusuzluktan olduğum yere yıkılacak durumdayım ama adrenalin bir türlü beni uyutmuyor. Aksilikler devam etmek de ancak herşey düzelecek.. Yayına geçmiş olmam bile benim için büyük başarı :-) Neden mi? 3 ay boyunca çıkan 300 tane aksilik yüzünden 300 kere vazgeçtim:-) de ondan.

Beni orada yalnız bırakmayacağınızı umut ediyorum. Henüz burayı kapatmıyorum. Çünkü sizler beni buluncaya kadar geçen zamanda yazdığınız yazılardan haberlerden mahrum kalmak istemiyorum..

Sevgi ve mutlulukla kalın.