29 Haziran 2010 Salı

Uffff

Lütfen hafta sonuna kadar bu hava düzelsin. Çünkü çok sıkıldıııııımmmm bu havadan . zaman gidiyor yaz bitiyor ve hala güneş yokk kardeşim nerdesin güneşim

28 Haziran 2010 Pazartesi

Güneş nerede?

28 Haziran 2010. Sabah kaslarımın ağrısı ile uyandım. Yorgunum . Hareket etme isteğim yok. Fakat iş beni bekliyor.

Bu ara hep birşeyleri kaçırıyor muşum gibi hissediyorum ya işte bu benim canım sıkıyor. "Deniz kokusu , güzel bir meltem,  Ağaç altı gölge ve katılarak güleceğim komik bir olay"  işte zamanın durmasını istediğim an.Salise bile kıpırdamasın . Sanırım bu ara bana verilecek en güzel hediye bu olurdu. Çünk ben sürekli yarın için yaşamaktan  vaz geçemedim. Yorucu bir duygu inanın.

Yaz ayında olmamıza rağmen dinmeyen yağmur benim hafif depresif halimi tetikler nitelikte. Hayatta en çok zorlandığım nokta :-) kendi huyumla ilgili bazı davranışlarımı , kenimi daha iyi hissetmek uğruna değiştirmeye çalışıyor olmam. İnsanın kendi iradesi ile savaş hayattaki en zor savaş. O yüzden bir sürü insan zayıflayamıyor ya:-)" İrade" herneyse..

Bugün pazartesi ve haziranın son haftası. Yani söylemek istediğim ben yarını düşüne düşüne haziran ayının kurutmuşum... Keyfini süremeden , bir yaz ayı da böylece tarihin eski yapraklarına gömülmüş oldu. Kayda değer bir olay olmadığı için bu haziran ayını hatırlamayacağım da. Yaşadım ama gene ortada bişey yok hissinden kurtulamayacağm.

Bekle beni Ağva -))


Sevgiyle

19 Haziran 2010 Cumartesi

Babalar günün kutlu olsun Babacım..

Senin nefesini hissetmeyeli tam 10 yıl oldu. Özledim Babacım çok özledim varlığını herşeyini..
Babalar günün kutlu olsun Babacım ..

17 Haziran 2010 Perşembe

Suç ve Ceza= Kader ??

Gazete okurken gözüm bir habere takıldı. 2 kadın kandırılarak getirildikleri evde 9 saat boyunca işkence ve tecavüze uğruyorlar. Bir tanesinin iki, diğerinin 1 çocuğu var. Bu işkenceyi yapan erkeklerin ünvanı ise gazetede " iş adamı " diyerek geçiyor .
Hangi insan hangi ruh hali içersinde böyle bir zulmü yapabilir inanın sizin gibi benimde aklım almıyor. Sadece hastalıklı bir insan beynine sahip olduklarını düşünüyorum. O zaman benim için daha anlaşılır oluyor. ( Burda ki anlaşılır olan kadınlara yapılanlar değil tabii zorbaların ruh hali. )
Böyle bir suçun cezası ne olmalıdır?
Nasıl bir ceza verilirse mağdurların gerçekten ruhları huzur bulur? Bu kadınların yaşadığı bu olay ne büyük bir şanssızlıktır ve niçin bu kadınların başına gelmiştir de diğer Ayşe Ablaların değil ?

Peki insanlar bunları yaşamak için ne gibi bir günah işlemiş olabilirler ki? Yoksa hayatın matematiği böyle çalışmıyor mu? Yanlış yerde yanlış zamanda bulunmak veya yanlış insanlarla ahbaplık etmek bizim hayatımızı ne kadar karartabilir?

Yaşam bize verilmiş bir hediyeyse peki bizim bunu nasıl koruyacağımızın anlatıldığı el kitabı nerede? Ya da niye yok?

Dıaşrıda kıpırtısız bir hava . Etrafımda ve dünyada olanları anlayamamaktan dolayı kafamın içide bir o kadar kıpırtısız.. Neden sorusuna cevap bulabileceğim bir hayat yaşamak istiyorum çok mu?

Sevgiyle,