25 Eylül 2010 Cumartesi

Hikaye Bölüm 2

Plazadan aşağıya indi. Kapının öünde ciğerlerine oksijen çekmeye çalıştı ve aynı zamanda boğazında ki düğümü yutkunarak yok etmeye.. Gözlerinde biriken yaşları boşaltmak ve rahatlamak için nelerini vermezdi ama etrafta bu kadar insan varken cesaret edemedi. Fulya'nın tam ortasında biraz önce çıktığı plazanın önünde korna seslerinin arasında öylece kaldı.

Elini çantasına atıp bir sigara çıkardı. bir süre çakmak aradı. aynı anda çalan telefonunu çantasının içinde bulmaya çalıştı. En sinirlendiği şeyin her gün en az 5 defa başına geldiğini fark etti. Çantasında aradığı hiç bir şeyi bulamamaya deli oluyordu. Ne çakmak ne telefon.. Israrla çalan telefonunu duymazdan gelip yan tarafında sigara içen genç kızdan ateş istedi ve yolun kenraına yürüyüp taş çiçekliğin kenarına oturdu.

Yüzde 20 şans demişti Doktor . Bo çok az değil mi Doktor Bey demişti. Sanki şansını arttırmak doktorun elinde imiş gibi. Elimizdeki teknoloji ile  şansınız bu kadar ne yazık ki. Üzgünüm demişti. Tedavı  için lütfen gecikmeyin. Salı günü bekliyorum ... Hımm ne ? neden ben ? neden neden????


Taksi çevirdi. İş çıkışı olması yüzünden artan trafikten kaçmak istedi. Ama tek başına kalmaktanda korktu. Saçma uyuşukluk ve uyku hali gene bastırdı. Son zamanlarda sıkça oluyordu. Taksi şoförüne gideceği yeri söyledikten sonra gözlerini kapattı. Uyuşuklukla birlikte mide bulantısını gidermek için camı açtı.

Herşeye baştan başlayacağım gene diye düşündü. Baştan..

Hiç yorum yok: