21 Kasım 2009 Cumartesi

Puslu bir cumartesi,

Güne başlarken en kötüsü sabahları baş ağrısı ile uyanmak inanın. Kalkıp ağrı kesici alıp tekrar yattım. Neyse ki ikinci uyanışım daha az ağrılı oldu. En azından sabah çayımdan sonra , yerinden fırlayacakmış gibi hissettiğim gözlerimin yerinde kalmaya karar verdiklerini hissedip mutlu oldum. Bu hafta çok koşturmayla geçtiği için halsizlikte cabası. Umarım dinlenebilirim bu hafta sonu, çünkü önümüzdeki hafta da koşturacağım.






Öncelikle perşembe günü gittiğim bir tiyatro ile ilgili yazmak istiyorum. Oyun, şehir tiyatroları Ümraniye sahnnesinde sergeleniyor. Adı " Bekleme Salonu" . Yaklaşık bir saat süren oyunun konusu , aynı pozisyona iş başvurunda bulunan 3 kişinin bekledikleri salonda kilitli kalarak yaşadıkları ile alakalı . Pek keyif almadım ama bunun oyuncularla alakası yok. Oyuncular daha iyi oynayamazdı. Sanırım oyunu yönetenle alakalı bir problem vardı. Arkadaşlar Oyun 5.5 Lira. Evet evet doğru duydunuz 5.5 Lira.

Geçen hafta zeytinyağlı dolma yapmak için alışveriş yapmıştım. Fakat doğru zamanı bir türlü yakalayamadığım için yapamadım. Birde örmeye uğraştığım ve vakitsizlikten yarım kalan hırkamı umarım yaz gelmeden bitirebilirim.

Bayram geliyor. Ankara yolcusuyuz. Kıymetlimin ailesi ile geçireceğiz bayramı. Ankara çok soğukmuş . Tabii bu hafta birde bavul hazırlayacağım. Önce babamın mezarını ziyaret edip annemin tombiş ellerini öpüp yola koyulacağız.

Bugün ders çalışacağım. Belki 2012 filmine gideceğiz. Arkadaşımız Cüneyt bizi ziyarete gelecek. Yoldaymış zaten:-)) Aslında burayı çoktan bırakıp koşarak banyoya girmem gerekiyor. Sabah kalktığım gibiyim. Yani leş gibi.

Güzel bir hafta sonu diliyorum hepimize, bayramınızı kutlamıyorum Daha bu hafta yazacaklarım var.

Sevgiyle,

Hiç yorum yok: