1 Mart 2011 Salı

İhtilal sonrası babam;

Hatırlarım 1984 veya 85 civarları .Sanırım ihtilalden sonraki ikinci seçimler. Özal , televizyonun içinden çıkacakmış gibi dolma kalemi ile "İcaraatın içinden" adında bir program yapıyor. Babam :-)) öyle sinirleniyor öyle sinirleniyor ki :-)) küfürün biri binpara..
Hele bir gün, akşam yemeği sırasında haberleri seyrediyoruz. Babam çorba kaşığını üstünde kalan çorba artığı ile tüplü olan güzelim televizyonumuza fırlatıyor..Her bir atraksiyonda babam bize , sanki Rahmetli Özal karşısındaymış ve ona aynı şekilde cevap verecekmiş gibi hissettirdiği için , annem ve ben " Aaaaa ayıp oluyooo amaaaa" sözü ile kendisini kınadığımızı her seferinde bildiriyoruz. Ancak babamın bizi duyduğu falan yok. Zaten biz bize olduğumuz için ayıp olduğu falanda yok..

Nefret ettiğimiz !! başbakan, gün geliyor cumhurbaşkanı oluyor.O gün annem ve ben, Babamın televizyonun karşısında ruhunu teslim edeceğini sanıp panikliyoruz.. Gel zaman git zaman Özal rahmetli oluyor , babam şaşkın.. ilk yorumu ise " hay allah  erken oldu bu ... Ben daha hırsımı almadıydım!!!!"

Ateşli bir akdeniz erkeği olan babam bu dünyadan göçünceye kadar, haberleri izlediğinde o zaman ki yönetim kimse , onlar karşısındaymış gibi söylenip durdu. Armut dibine düşermiş. Sıra meğersem bendeymiş.. Şimdi benim kalbim sıkışıyor her televizyonu açtığımda.. Babamın kulaklarını çınlatıyorum içimden. "Babacım, özür dilerim sen tv ile her kavga ettiğinde sana çıkıştığım için" diyerek şu an ki durumuma kendimce mana buluyorum.

Hiç biri değil ama Demirel'e bişey olduğu takdirde sanırım ikinci kere babamı kaybetmiş  olacağım. Çünkü doğduğum an itibari ile en uzun başta kalan isim.

Hiç yorum yok: